ulasbey facebook ulasbeyin futbol damari »

14 Mayıs 2010 Cuma

Festus




Mor Ve Ötesi "Masumiyetin Ziyan Olmaz" adlı yeni albümünde Festus Okey için bir şarkı yapmış.
İçim cız etti.
dağıldım.



"Kim miyim? Emniyette bir zenci.
Yaşar mıyım? Şansım yüzde elli.
Vurmaz mıyım kafamı duvarlara?
Az mıyım? Yaramaz mıyım?

Beyoğlu artık güvenli,
Lacivert ordu beni de yendi.
Sordum, onları ne gerdi?
Farklı olanlar onların derdi.

Kim miyim? Münafık bir yalelli.
Yaşar mıyım? Şansım yüzde elli.
Bulmaz mıyım kendimi kollarımda?
Az mıyım? Yaramaz mıyım?

Beyoğlu artık güvenli,
Lacivert ordu göğsümü gerdi.
Sordum, onları ne gerdi?
Farklı olanlar onların derdi."


9 Mayıs 2010 Pazar

Aha Macera!



Seviyorum.

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Bunu Yapın!

Parasızlıktan ölüyorum.
bana bu tişörtü alın.
Sizi seviyorum.

7 Mayıs 2010 Cuma

Anlık Sıçrayışlar



Antalyadayım 4 gündür falan.
Festival hödösüne geldim. bok var gibi gelip duruyorum sürekli zaten.

"bok var" diyince aklıma geldi: yurtta bi arkadaşımla odada ciddi bi şey konuşuyorduk.
kendisi burdurlu. adı da fuat.
ama epey ciddiyiz. yatakta falan değil, sandalyede oturuyoruz. o kadar ciddiyiz.
neyse; bu bi şey anlatırken koridordan güvenliğin telsizinin sesini duyduk, gecenin de 3ü olmasının verdiği stres ve şive ile -evet, saat ilerledikçe insanların şiveleri çok daha belirginleşir. hele uykudan önceki sinir anında ultrasüpersonikimsi olur bu.- "bok vaa da geziyollaa" şeklinde bir tepki verdi fuat. abartmıyorum, sandalyeden düştüm.
ama şimdi yaşayınca komikti, belki canlı anlatsam da azcık komik olabilirdi ama burdan böyle olmadı ki bu konu ya.
bak moralim bozuldu şimdi.

"moral" demişken, ne garip kelime değil mi "moral"? Büyük Ünlü Uyumu'na uyuyor. küçük ünlü uyumunu hayatım boyunca hiç öğrenmedim, hiç de sıkıntı yaşamadım onu bilmiyorum diye. o sebepten küçük ünlü uyumuna göre yorumlayamicuuum.
ama ikisi o ve a gibi kalın sesliler olmasına rağmen "morel" falan diyenler oluyor.. ya da öyle okunuyor.
neden?
neden fransızca? hatta daha çok italyanca bu.
adamın asabı bozuluyor.

"asap" dedim ya aklıma şey geldi: benim ilkokuldan arkadaşım ersin macit.
bu adam facebooktaki ismini Âsaf Ab-ı Beka yapmış.
manyak mıdır nedir?
bu ne ya.
olm orada gerçek ismini vereceksin.
ismail yk gibi adını çılgın diye verecek adamsan benim geçmişimde ne işin var lan?
baya bi kızdım bak.
duvarına da şu şekilde işedim: "olm şu ismini insan gibi yaz şuraya."

"duvar" deyince bak aklıma ne geldi:
bu RUJ grubunun albümünün isim şarkısı var ya, İçi Boş Yıldız.
20 Nisan 2008 günü İstanbul'a doğru yola çıkmıştık Üniversite gezisine doğru.
Benim mp3 playerımda da bu şarkının masteringsiz falan hali vardı.
Arkadaşım Doğa - o ara pek samimi değildik. şimdi aynı üniversitede olmanın ve aynı gsf kantininde kız kesmenin de vermiş olduğu samimiyetle baya bi yakın olduk kendisiyle. seviyorum lan seni! okumayacaksın belki bunu ama en azından "Mutemath dinle!" demek istiyorum.- ile beraber mi oturuyorduk neydi en arkada. bi ara "abi şu şarkıyı dinlesene bi" diye verdim kulaklukları buna. "yalnız vokallere dikkat ehe ehe" dedim. dinlemeye başladı bu, "ee bu vokallerde bi şey yok ki?" derken " İçinden geçenleri/Fısıldıyor zamansız.." deyişini duydu Zafer Turhan'ın- eski kayıtta orda da nakarattaki gibi baya yükselen ve takliti zor bi ses çıkarıyordu kendisi. şimdi öyle değil galiba- ve dağıldı.
O bu olayı hatırlamaz belki. Ben de neden hatırlıyorum bilmiyorum.

Madem ki "bilmiyorum" dedim, şunu söylemeden edemeyeceğim:
Böyle bir şeyi neden yazdım gerçekten bilmiyorum.
Şahane saçmalamalar.
Saçmalamayı severim. Herkes saçmalarken mantıklı olmayı severim. Mantıklı olmanın verdiği güveni severim. Güvenmeyi severim. Sevdiğime güvenirim. Güvendiğime veririm.
Öperim; ama Boyundan.
Parfüm engeline takılmadan.
Dürterim, ama Belden.
Huylanma duvarına aldırmadan.

NOKTA