ulasbey facebook ulasbeyin futbol damari »

30 Mayıs 2011 Pazartesi

birtakım cümleler

hep böyle oluyor aslında. bir şeyler yazmam gerekecek en son zamanlarda bir şeyler yazmam gerektiğini hissediyorum, Russian Circles çaldığı zamanlarda, nefesimden rahatsız olduğum zamanlarda, yarın geleceğime çok büyük bir çizik atacak bir öğretim görevlisinin eline düşmemi gerektirecek bir kağıt parçasını doldurup vermem gereken zamanlarda, seni gördüğüm zamanlarda, yağmur yağdığı zamanlarda hem de mayısın 30unda!

saat tam 13:00dı ya da ona çok yakın bi zamandı; emin değilim bundan inan ve sen bana günaydın dedin. doğru, sabah yatıp öğlen kalkan bi adamım ama bugün farklıydı, uyanalı 2 saat kadar olmuştu, ama olur öyle; gün içindeki ilk görüşmede denebilir, normal.
sahiden normal mi ya? mesela ben akşam bir arkadaşımla yolda karşılaşsam ve ona "günaydın" desem ama saat 21:23 falan olsa mesela bu normal karşılanır mı? işte bunu bilemedim, bu konuda psikolojik bir desteğe-belki de yardıma- ihtiyacım olabilir; inkar etmiyor. isyan mı? bu konuda değil.

her neyse, "günaydın" dedin. iyi geldi. gülümsedim. seni görmek için uzunca süre bekledim.
ha göremedim, o apayrı bi nokta, bunu karıştırma. ama o bekleyiş güzeldi, sen kadar mı, buna karar veremedim.
bekleyiş benimdi çünkü o yüzden bu konuya onjektif bakamam.

0 yorum: